2021, İyi Bir Yıl Olmasa Bile Kötü Bir Yıl Olmayacaktır
Levent AKDEMİR
METROPLAST
Yönetim Kurulu Başkanı
Hem dünyada hem de ülkemizde yaşanan Korona Virüs salgını nedeniyle 2020 yılı bir an önce bitmesini istediğimiz bir yıl oldu. Bu salgın nedeniyle şu ana kadar 2 milyondan fazla insan öldü. Milyonlarca insan işsiz kaldı, en güçlü ekonomiler dahi sarsıldı. Bu salgının ne zaman biteceği de halen bilinmiyor ancak aşısının bulunması ve uygulanmaya başlanmasıyla insanlar gelecek için umutlanmaya başladı. Bilim insanları, Mayıs-Haziran’a kadar toplumun en az yüzde 60’ının aşılanabileceği, Temmuz’dan itibaren de maskesiz hayata dönebileceğimizi söylüyorlar. Bunun gerçekleşmesinin yaratacağı umut ve güven duygusu ekonomiye yansıyacak, piyasa çarklarını harekete geçirecektir. 2021 yılı piyasalar açısından çok iyi bir yıl olmasa dahi çok kötü bir yıl olmayacaktır. Türkiye ekonomisinin 2021 yılında bir toparlanma yaşayacağına dair ihtiyatlı bir iyimserlik içindeyim. Asansör sektörü olarak bu salgın elbette ki bizi de etkiledi. 2020 yılının yaz aylarında konut faizlerindeki düşüş, asansör bakım ve onarımlarının devam etmesi sayesinde diğer sektörlere nazaran daha az etkilendik. Bizim sektörün esneklik ve uyum kabiliyeti olan küçük ve orta ölçekli firmalardan oluşması da önemli bir avantaj sağladı. Yerli asansörcüler olarak ekonomik krizlere hem alışkınız hem de dayanıklıyız. Biz her şart altında çalışmaya ve üretmeyehep devam ettik. İşlerimizi, plan ve projelerimizi, yaşam biçimimizi dönemin şartlarına göre ayarlayarak, müşterilerimizi zorlamak yerine kendi imkânlarımızla hareket ederek başımızı suyun üstünde tutmaya devam edeceğiz. Salgın, üretim, tüketim ve yatırıma ilişkin talep ve davranışların ertelenmesine dolayısıyla ekonominin daralmasına neden oldu. Bu salgının tamamen bittiği veya en azından kontrol edildiğinin görülmesiyle tüketim üzerindeki baskı ve isteksizliğin kalkacağını, insanların özellikle kendileri için, keyifleri ve rahatları için çok para harcayacağını düşünüyorum. Piyasaya girecek olan bu bol para sonuçta üretime ve yatırıma dönüşecektir. Bu salgın insanlara sağlığın, devletlere de sosyal devlet olmanın önemini gösterdi. Ne kadar güçlü bir devlet olursanız olun, ne kadar zengin bir insan olursanız olun, dünya çapında yaşanan ekonomik bir buhrandan, bir salgın hastalıktan korunmanın mümkün olmadığı ortaya çıktı. Salgın, zengin fakir, etnik köken, din, dil ayrımı gözetmedi. Dünyanın zengin ülkelerinin ve çok zengin insanlarının yoksul ülkelere ve yoksullara -sembolik ve göstermelik olmayacak şekilde- yardım etmek zorunda oldukları konuşulmaya başladı. Serbest piyasa ekonomisine müdahale edilmemesi gerektiğine duyulan inanç zayıfladı. Devletin işsizler ve yoksullar lehine ekonomiye müdahalesi konuşulur oldu. Böyle dönemlerde işçi çıkarmak veya müşterilerimizi zorlamak yerine öz kaynaklarımızdan ve kârımızdan feragat etmek gerektiğini düşünüyorum. Unutmamak gerekir ki, başkalarının çıkarlarını kollamak, kişinin kendi iyiliğinin ve çıkarlarını korumasının ön koşuludur.
BÖYLE DÖNEMLERDE İŞÇİ ÇIKARMAK VEYA MÜŞTERILERIMIZI ZORLAMAK YERİNE ÖZ KAYNAKLARIMIZDAN VE KÂRIMIZDAN FERAGAT ETMEK GEREKTİĞINİ DÜŞÜNÜYORUM.
Yayınlanma Tarihi: Şubat 2021